Türk Sosyal Bilimler Derneği Başkanı Doç. Dr. Yalman, 18. Sosyal Bilimler Kongresi’ni anlattı: Koşullara rağmen her yıl ilgi artıyor

Mahsun Kılıç

Türk Sosyal Bilimler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Galip Yalman, ODTÜ’de başlayan 18’inci Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi’nde akademik dünyaya ayna tutulduğunu belirtti. Yalman, bütün olumsuz koşullara rağmen kongreye ilginin her geçen yıl arttığını söyledi.

Türk Sosyal Bilimler Derneği tarafından düzenlenen 18’inci Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi, ODTÜ İktisadi ve İdari Fakültesi binasında başladı. Kongrede, farklı konularda 122 oturumda 372 bildiri 607 bilim insanı ve araştırmacı tarafından sunuluyor. Emek tarihi, Cumhuriyet tartışmaları, toplumsal cinsiyet, ekonomi, iktidar-devlet ve medya gibi konularda sunumlar yapılıyor.

18. Sosyal Bilimler Kongresi, ODTÜ’de başladı: Ekonomiden yoksulluğa, ekolojiden cumhuriyete kadar uzanan konularda 122 oturumda 607 bilim insanı sunum yapacak

“Tüm olumsuz koşullara rağmen kongreyi yapıyoruz” 

T24’e konuşan kongre katılımcıları akademisyenler, Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi’nin Türkiye akademisi için taşıdığı öneme dikkati çekti. Türk Sosyal Bilimler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Galip Yalman, kongreye her yıl ilginin daha fazla arttığını belirtti. Türkiye’deki tüm olumsuz koşullara rağmen kongrenin yapıldığını ifade eden Yalman, “Akademi içinden ve akademi dışından sosyal bilimler alanında çalışma yapan, yayın üreten insanların bir kesitini sunuyor kongre. Farklı disiplinlerden araştırmacılar burada bildirilerini sunuyor, bunu tüm olumsuz koşullara rağmen yapıyoruz. Böylesi kongreler Türkiye akademisine ayna tutuyor” diye konuştu.

Prof. Dr. Aziz Çelik: Türkiye akademisindeki fikirleri bir araya getirme şansı oluyor

Emek Oturumunda Türkiye Emek Tarihinden Kesitler başlığı altında sunum yapan Çalışma Ekonomisi Uzmanı Prof. Dr. Aziz Çelik, kongrenin Türkiye’de sosyal bilimler alanında yapılan tartışmaları bir araya getirdiğine dikkat çekerek, kongrenin önemli olduğuna dikkat çekti.

Akademinin “çölleştiği” bir dönemde Ulusal Sosyal Bilimler Kongresinin Türkiye akademisini bir araya getirdiğini ifade eden Çelik, “Türkiye akademisindeki fikirleri bir araya getirme şansı oluyor, son derece kıymetli bir zemin olduğunu düşünüyorum” dedi.

“Kongre, sosyal politika ve emek alanında yapılan çalışmalara zemin hazırlıyor”

Yapılan emek oturumunda emeğin tarihsel ve güncel sorunları üzerine eğildiklerini belirten Çelik, “Tarihten günümüze kadar emeğin çeşitli görünümlerini ele aldığımız oturumlardan birisi oluyor. Bu da ender bir durumdur. Türkiye’de emek çalışmaları ve emek hakkında yapılan akademik çalışmalar seyrekleşiyor, daha piyasa odaklı çalışmalar yapılıyor. O açıdan kongrenin sosyal politika, çalışma ekonomisi ve emek alanında yapılan çalışmaların sunulduğu bir zemin olarak görüyorum” diye konuştu.

Çelik,  yaptığı sunumda Türkiye iş sınıfı tarihinde yapılan grevlere yönelik resmi kaynakların verdiği istatistiklerin hatalı olduğunu kaydetti. Çelik, “Türkiye’de sendikalaşma ve grev alanında sunulan verilerde sorunlar var. Resmi verilere göre bilimsel araştırma yapmanın zor olduğunu gösteriyor. Çalışma hayatına dair sunulan resmi verilerin son derece tartışmalı olduğuna dikkat çekmeye çalıştım” dedi.

Doç. Dr. Yücel Demirer: Kongre, bu geriye gidişe ve yükselme hedefi olanlara karşı bir alternatif sunuyor

Sosyal Bilimler Derneğinin düzenlediği kongrenin entelektüel hayata önemli bir katkı olduğuna dikkat çeken Siyaset Bilimci Doç. Dr. Yücel Demirer,  kongrenin sosyal bilimler açısında alternatif bir bakış açısı sunduğu ifade etti.

Türkiye’de son 20 yılda akademinin geriye gittiğini belirten Demirer, “Geriye gidişleri siyasal, sosyal ve ekonomik meseleler üzerinden konuşuyoruz. Son 20 yılda akademi bağlamında geri gidiş oldu. Siyasal iklimin öncelik sırası akademik düşünmeyi ve sosyal bilimleri etkiledi. Böylesi kongrelerin artık yükselme ve puan toplama alanı olarak görenlerin sayısı arttı. O yüzden kongrenin bu geriye gidişe ve yükselme hedefi olanlara karşı bir alternatif sunuyor. Kongredeki katılımın yüksek olması çok önemli ve değerlidir” diye konuştu.

Siyaset Teorisi başlıklı Devrim ve Direniş oturumuna başkanlık yapan Demirer, sunumların tarihsel ve uluslararası örnekler üzerinden gündelik itiraz biçimlerine yönelik yapılan konuşmaların önemine dikkat çekti. Demirer, “Devrim ve Direniş oturumunda Türkiye’de iktisadi ve sosyal gelişmelerde ‘devrim ve direniş’ kelimeleri unutturuldu ve darbecilikle eş değer hale getirildi. Böyle bir dönemden geçiyoruz. Değişen ve dönüşen ve dijitalleşen dünyada direniş pratiklerinin yeni biçimlerinin dijitalleşen dünyaya nasıl uyum sağlayabileceği üzerine konuşmalar dinledik. Devrim kavramının modasının geçtiği söyleniyor oysaki 21 yüzyılda yaşananlara bakınca aslında her zamankinden daha çok devrimi çağırdığını düşünüyorum” dedi.

 

Author: can tok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir